top of page

AVARLAR



Kafkas halkları değişik özellikleri olan toplumlardır. Yerleşik halkların yanında bölge, göç yolları üzerinde olduğu için çeşitli milletlerle de temasları olmuştur. Bugünkü Rusya topraklarının Taş Devri’nden bu yana çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yaptığını biliyoruz. Gürcü ve Çeçen adı da ilk kez 7. ve 8. yüzyıl Arap kaynaklarında geçmiştir. Slav kavimleri burada yerleşik otururken, MS 350 yıllarından itibaren Hazar-Aral kuzey sahasına gelen ve hatta Avrupa içlerine kadar ilerleyen ‘Var’ ve ‘Hun’ adlı Türk kabilelerini görmekteyiz. Avarların Dağıstan topraklarıyla tanışması 6. yüzyılın başlarında Orta ve Doğu Avrupa'da görülmeye başlayan Avar Kağanlığı iledir. Aksini kanıtlayan hiçbir bilgi yokken destekleyen birçok kanıt vardır elimizde. Bu Avar Kağanlığı 9. yüzyıla kadar ayakta kalan Prototürk kökenli göçebe kabile topluluğudur. Üstelik Avarlara ilişkin bu bilgileri Yunan Teofilaktos Simokates, Menandros Protektor ve Efesli John gibi Bizans kaynakları ile Fredegara Günlükleri ve Pavel Diakon gibi Fransız kaynaklarından öğreniyoruz.

Dağıstan Avarlarının Türk oldukları hususu, Dağıstan'da çok tartışılmaktadır. Avar İmparatorluğu Türk olduğuna göre, Dağıstan Avarlarının neden Türkçe konuşmadıkları söyleniyor. Hatta bazı Dağıstanlılar’ın Avar Türk İmparatorluğunun Dağıstan Avarlarından farklı, fakat Avar imparatorluğunun uzantısı olduğunun iddiaları bile vardır. Buna gerekçe olarak da kendilerine Avar değil ‘Moorul’ denildiğini belirtmektedirler. Bu düşünceleri saygıyla karşılamak gerekir. Şurası unutulmasın 6. Yüzyıldan bahsediliyor. Aradan yaklaşık 16 asır geçmiş. Bu süre içerisinde onlarca milleti ortadan kaldırabilir veya yeni milletler yaratabilirsiniz. Üstelik bu coğrafyada yaşayan Türkler asırlarca dil, tarih, kültür, iletişim yönünden ayrı kalmışlardır. Nitekim aynı kökten gelmelerine rağmen Anadolu, Özbek, Kazak, Tatar, Başkır, Kırgız, Altay, Uygur Türkçesi birbirlerinden zaman içerisinde ayrılmış birbirlerini anlayamaz olmuşlardır. Ayrıca Dağıstan Avarları arasında bile birbirlerini anlamayan 6-7 ayrı dil konuşulduğu biliniyor. Buna rağmen Dağıstan'da Haçni kasabasında dilleri Türkçe ve Tabasaranca olan Müslüman bir bir topluluk vardır. Adları Tabasaran olan bu yerli halkın hepsi Türkçe biliyor. Ayrıca bu bölgede küçük de olsa 5-6 kentin anadili Türkçe’dir. Bu halklar bölgede ‘Türk Tabasaran’ olarak tanınırlar.

Dağıstan Avarlarının, Avar Türklerinden olmadığını gösteren hiçbir bilimsel kanıt bulunamazken basit nedenlerden dolayı onlar ayrı millettendir demek, işi basite almak demektir. Şu da bir gerçektir ki Dağıstan halkları arasındaki töreler, halk inançları, ad vermeler ile Türk Dünyasının ortaklığı çeşitli makalelerle kanıtlanmıştır. Avarların göçlerle Orta Asya'yı terk ederek gelen Türkler oldukları, Avar Devletini kurdukları, Kafkasya coğrafyasına hakim oldukları tezinin doğru olduğunu kanıtlayan bir çok çalışma yapılmıştır. Eldeki bilgilere bakılırsa Avar ordusunun asıl gücünü süvariler oluşturmuştur. Avrupa’daki araştırmacılar da şövalye geleneğinin bu tür süvarilerden geldiği öne sürüyor. Ayrıca Avrupa ordularının ilk kez Avarların kullandıkları üzengiyle tanışmaları, süvari kılıcını ilk kez onlarda görmeleri ilginç benzerliklerdir. Anadolu’da ‘Terek’, tabakların konulduğu tahtadan yapılmış önü açık raf anlamına gelir. Dağıstan'da da ‘Terek’ ağaç anlamında kullanılır. Dağıstan Avarlarıyla diğer Türk boyları arasındaki benzerlikler bunlarla da kalmıyor: Dağıstan-Tabasaranlar’da şimşeğin çakması, yıldırımın düşmesi, gök gürlemesinden sonra halk Allah'a dua eder. Tıpkı diğer Türk topluluklarında olduğu gibi. Vatandaşın ineği kaybolsa, kurdun ağzı bağlanır, Kurt ağzı bağlamak Terekeme ve Kumuk Türklerinde de vardır. Tabasaranlarda Tengri kavramı halen yaşamaktadır. Kumuk ve Avarlarda başlık parası, çehiz gibi uygulamalar vardır. Yine ortak benzerliklerden birisi de Avarlar’da, Tabasaranlar’da, Kumuklar’da ve bugün Anadolu’da köpeğin kurt gibi uluması, baykuşun bir dama konması uğursuzluk olarak düşünülüyor. Yine ortak inançlardan biri de zamansız kışkışan (öten) horozun başı kesilir, inancıdır. Yer yer kaybolmasına rağmen börkünü (papağını) ön tarafa düşüren, yere bakarak yavaş yavaş yürüyen kişinin ölüm haberi verdiği bilinir Türk toplumlarında. Bugün dahi yaşayan ta Orta Asya ortak inançlarından biri de ölümden sonra üçü, yedisi, yirmisi, kırkı, elli ikisi günlerinde dini törenlerin yapılmasıdır. Bu inanç Avarlar’da olsun diğer Türk boylarında olsun kısmi değişikliğe uğramıştır. Yine Dağıstan Avarlarında olduğu gibi bütün Türklerde ‘ölü helvası’ kavrulması ve dağıtılması yaşayan bir töredir. Nazar için kurşun dökülmesi, nazardan kurtulmak için hamur yapılması, hamur dua okunularak duvara vurulması: ‘Kim nazar etti ise yüzü bu hamura çıksın!’ denmesi; ‘üzerlik’ ve ‘şifalı su’ inancı ortak kültürlerdir. Yine Kumuk ve Avarlar'da süt emen çocuğun gece dışarıya çıkarılmaması, dışarı çıkması zorunlu ise çocuğun yüzüne ‘ocak isi’ sürülmesi; şifa bulmak için ‘Kocakarı’ diye bilinen otacılara gidilmesi; lohusaların rüyasına giren ‘Alkarısı’ inancı da kısmi değişikliklerle ortak inançlardandır. Günümüzde uygulanmayan fakat Anadolu’da, Kumuklar’da ve Avarlar’da geçmişte var olan ‘Beşik Kertme’(Beşikten belgilenen) evlendirme yöntemi de yine ortak kültürlerdendir.

Kumuk ve Avar Türklerinin dışında diğer Türk boylarında insan isimlerinde de çok önemli benzerlikler vardır. Avarlar’da İsim vermede mantık aynıdır sadece dil farklılığı vardır: Mohulav (Demir) erkek ismi, (Altın) kadın ismi, Yezilov (Bronz) erkek ismi, Dugrucil (Sıkı Kemer) hem erkek hem de kadınlara konulabilen isimdir; Abiy, Aga, Adil, Azamat, Aziz, Aygum, Aydemir, Aydın, Akay, Akbulat, Aldan, Bagadur, Baki, Bahtiyar, Bulaç, Dadaş, Giray, Kardaş, Kara, Kilas, Kılıç, Nasuh, Özdemir, Özdurmuş, Ölmez, Paşa, Sungur, Tabur, Çingiz, Aybike, Ayna, Suat… Tespit edilen bu isimler bütün Türk boylarında kullanılan yüzlerce isimden sadece birkaçıdır.

Eldeki belgelerin sadece bir kısmını gözden geçirerek Dağıstan halklarından Avarların kökenleri hakkında kısa bir bilgi araştırması sundum. Bunlar yapılan araştırmalardan sadece bir kısmıdır. Elbette ki daha çok çalışmalar, araştırmalar yapılması gerekiyor. Bu konuda yabancı Türkologlar çok daha geniş, çok daha ciddi tarihi araştırmalar yapmışlardır. Bir kısmını kaynak olarak sundum. Zaten tarih belge demektir. Belge olmadan yargıya varılamaz. Eldeki belgeleri gördükten sonra Dağıstan Avarları, Türk Avar Devletinden değildir, farklı Avar halklarındandır demek sanıyorum bilimsel olmaz. Halen yaşayan amcazadem Emekli Albay Kemal Ertan ve yine amcalarımdan merhum Komiser Cahit Dağıstanlı’nın bizlere ulaştırdığı soyağacından, ailenin bir kısmının Gazi Muhammet ve onun soyundan gelen Ali Paşa ve Hacı Osman ile Şeyh Şamil’in damatlarından Şeyh Hüseyin Gubari’nin neslinin göçlerle Anadolu’ya geldiği anlaşılmaktadır. 6. Yüzyılda Avrupa Avar İmparatorluğu’nun Dağıstan’da yaşayan Türk boyları Çarlık Rusyasının akıl almaz baskıları neticesinde göç ederek Anadolu Türk yurduna yerleşmişlerdir. O göç eden boylardan biri de benim atalarımdır.

Mehmet Dağıstanlı

Eğitimci-yazar

Kaynaklar

Prof. Dr. Yaşar KALAFAT, http://www.geocities.com/yasarkalafat/mak4.htm

Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, ‘Avarlar Türk mü ?’

Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, ‘Avarların Göçünün Türk ve Avrupa Tarihine Etkisi’,

Fuat Bozkurt, ‘Türkler'in Dili’, Kapı Yayınları, S.35-39

Doç. Dr. Abdullah Temizkan, ‘Avarlar Türk müdür?’

Rasonyi, Laszlo ‘Tarihte Türklük’. Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 1971

Türk Tarih Tetkik Cemiyeti, Tarih I ‘Tarihten Evvelki Zamanlar ve Eski Zamanlar’, Kaynak Yayınları, İstanbul, Ekim 2000, s. 39-40.




bottom of page